Sosyal devlet kavram? bundan yakla??k olarak bir as?r önce ortaya ç?km?? ve literatüre girmi? bir kavramd?r. Ortaya ç?k???n?n ard?ndan sosyal devlet kavram?, sosyal, ekonomik ve politik hayatta s?kça
telaffuz edilmeye ba?lanm?? ve özellikle de 1970lerden sonra gündemden dü?memeyi ba?arm??t?r.1982 anayasas?n?n 2.maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayan??ma ve adalet anlay??? içinde, insan haklar?na sayg?l?, Atatürk milliyetçili?ine ba?l?, ba?lang?çta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir”,ilkesi ile de anayasam?za girmi?tir. Anayasam?za girerek cumhuriyetin nitelikleri aras?nda gösterilen sosyal devlet kavram? nedir ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti acaba anayasas?na koyarak tüm hukuki uygulamalarda temel ölçü olarak almay? taahhüt etti?i sosyal devlet kavram?n?n neresindedir? Bu çal??mada sosyal devlet kavram?n?n(sozialstaat , welfare state , Etat providence) içeri?i ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sosyal devlet ya da refah devleti tan?m?ndaki yeri tart???lacakt?r.
2-SOSYAL DEVLET KAVRAMI
Sosyal devlet ya da refah devleti nedir? Sosyal devleti tam olarak anlatan kapsaml? bir tan?m bulunmamaktad?r. Genel olarak literatürde yer alan tan?mlar, sosyal devleti, ya amaçlar? ya da araçlar?na dayal? olarak aç?klamakta ve kapsanan amaç ve araçlardaki farkl?l?k genel kabul gören tam bir sosyal devlet tan?m?na ula?may? engellemektedir. Bununla birlikte gerek amaçlara, gerekse araçlara dayal? olarak yap?lan mevcut tan?mlar?n, sosyal devlet hususunda oldukça aç?klay?c? bilgiler verdi?i de görülmektedir. Bo?ucu detaylara girmeden bir sosyal devlet tan?m?n? ?u ?ekilde yapabiliriz: Sosyal Devlet klasik liberal demokrasinin ekonomik ve siyasal temellerini de?i?tirmeden sosyal güvenli?in sa?lanmas?, i?sizli?in önlenmesi, eme?iyle ya?ayanlar?n korunmas? ve ya?am düzeylerinin yükseltilmesi yoluyla sosyal e?itsizlikleri giderme i?levini yüklenen devlete denir. Sosyal devlet kavram?, Kapitalizmin getirdi?i sosyal dengesizlik ve sosyal adaletsizli?e emekçi s?n?flardan gelen güçlü tepkinin sonucu 20. yüzy?lda ortaya ç?km??t?r. Sosyal devlet kavram? daha çok kara Avrupa’s?na aittir.Sosyal bak?mdan zay?f s?n?flara yard?m ederek sosyal adaleti ve insan onuruna yara??r bir ya?am düzeyini sa?lama fikrini savunur ve devlete bunlar? bir ödev olarak yükler. Ergun Özbudun ise sosyal devleti;“devletin sosyal bar??? ve sosyal adaleti sa?lamak amac?yla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini gerekli ve me?ru gören bir anlay??” olarak tan?mlamaktad?r. Ergun Özbudun’un yapm?? oldu?u tan?ma bak?ld???nda göze çarpan en belirgin kimilerine göre ise radikal ayr?m “devletin müdahalesini me?ru ve gerekli” görmesidir.Bu tan?m ço?u otoriteler taraf?ndan tart??ma konusu olmu?tur.Tart???lan as?l detay ise sosyal adaleti tesis etme ad?na devlete “müdahale etme yetkisini” kimin verdi?idir. Bir ba?ka kaynakta da yurtta?lar?n toplumsal (sosyal) durumlar?yla, refahlar?yla ilgilenen ve yurtta?lara asgari bir ya?am düzeyi sa?layan devlet olarak tan?mlanmaktad?r. Tan?mlar? ne kadar ço?alt?rsak ço?altal?m ortaya ç?kan ortak sonuçta halk?n sosyal refah?n? ve adaletini temin etme görevinin devlete yüklenmi? oldu?u görülecektir.
3-SOSYAL DEVLET KAVRAMININ TAR?HSEL SERÜVEN?
Sosyal devlet kavram?n? aç?klad?ktan sonra tarih içerisindeki serüvenine bakmakta fayda olacakt?r. Çünkü sosyal devletin tarihsel geli?imi bilinmeden bugünü anla??lamaz. Sosyal devlet kavram? asl?nda ondokuzuncu yüzy?lda mevcut olan “jandarma devlet” kavram?n?n tam tersi bir anlay??t?r. Jandarma devlet kavram?n?n esin kayna?? liberal felsefedir. Liberal felsefeden beslenen jandarma devletin asli vazifeleri ülkeyi d??ar?dan gelebilecek tehlikelere kar?? savunmak, halk?n?n güvenli?ini teminat alt?na almak ve adalet mekanizmas?n? i?lettirmektir. Jandarma devlet anlay???na göre devlet yurtta?lar?n?n güvenli?ini sa?lamakla mükelleftir ama bu mükellefiyet yerine getirilirken yurtta?lara müdahale edilemez. Jandarma devlet anlay???na göre, devletin ekonomik ve sosyal hayata müdahalesi sadece gereksiz de?il, ayn? zamanda ekonominin do?al kanunlar?n?n i?leyi?ini bozaca??ndan zararl?d?r da. Bat? toplumlar?nda jandarma devlet anlay??? ortam?nda sanayile?me büyük ölçüde gerçekle?tirilmi?, ama bunun yan?nda önemli sosyal sorunlar ortaya ç?km??, gelir ve servet e?itsizlikleri artm??, s?n?f çat??malar? yo?unla?m??t?r. Bu durum kar??s?nda Bat? toplumlar?, klasik jandarma devlet anlay???n? terk ederek gerekli sosyal tedbirleri almaya ba?lam??lard?r. Bu anlamda sosyal devlet, giri? k?sm?nda Ergun Özbudun’un tan?m?nda da verildi?i gibi, “devletin sosyal ve ekonomik hayata müdahalesi yoluyla, s?n?f çat??malar?n? yumu?atan ve millî bütünle?meyi sa?lamaya çal??an bir devlet anlay???d?r” .Bat? toplumlar?n?n karma?alar kar??s?nda klasik jandarma devlet anlay???n? terk etmeleri ve hemen akabinde de sosyal tedbirlere müracaat etmeleri ile sosyal devlet de ortaya ç?km??t?r.Sosyal devlet kavram?n? Bat? toplumlar?n?n ba? edemedi?i zaruretler ortaya ç?karm??t?r.Di?er bir ifadeyle sosyal devlet kavram?n?n do?u?u tamamen f?tri bir seyir içerisinde olmu?tur.Çünkü, sosyal devlet, liberalizmin 20. yüzy?l?n ikinci yar?s?nda ula?t??? dönüm noktas?nda, kendini devam ettirebilme çabalar?n?n bir ürünüdür. Liberal felsefedeki “minimal devlet” ve “s?n?rl? devlet” anlay??? kendi içinde bir dönü?üm geçirerek “sosyal devlet” a?amas?na ula?m??t?r. Bu nedenle sosyal devlet anlay???nda, liberal felsefenin öngördü?ü devlet anlay??? temel ilke ve kurumlar? itibariyle korunmu?; sadece, de?i?en siyasal, ekonomik ve sosyal ko?ullara uyum sa?layabilmek için gerekli de?i?iklikler yap?lmas? söz konusu olmu?tur.
4-SOSYAL DEVLET?N TEMEL ÖZELL?KLER?
Sosyal devletin siyasi rejimi demokrasidir. Sosyal devlette, liberal devletin siyasal iktidar anlay???, siyasi temsil, e?it ve genel oy hakk?, kuvvetler ayr?l???, vb. kurumlar? korunur. ?ktidar?n sahibi halkt?r. Halk?n, halk için halk taraf?ndan yönetimi esast?r. Bununla birlikte, sosyal devlet, yeni görevler ve i?levler üstlenmekte; demokratik kurallar?n sosyal ve ekonomik hayatta da geçerli olmas? için çaba harcamaktad?r.
Sosyal devlet, ayn? zamanda bir hukuk devletidir. Bu nedenle, adaletli bir hukuk düzeni kurmak, sosyal devletin temel görevidir. Dolay?s?yla; “demokratik bir hukuk devleti” olan sosyal devletin her türlü karar ve eylemlerinin; siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel vb. bütün alanlarda anayasa ve yasalarla belirlenmi? hukuk kurallar? çerçevesinde, demokratik sürecin kural ve kurumlar?na uygun ?ekilde gerçekle?mesi zorunludur. Böylece öncelikle, demokratik bir hukuk devleti olan sosyal devletin, bir yandan kendi karar ve eylemlerinde demokratik ve hukuka sayg?l? bir davran?? biçimi sergilemesi beklenmekte, di?er yandan vatanda?lar?n da siyasal alandaki hak ve özgürlüklerini tam anlam?yla tan?mas? ve bu hak ve özgürlüklerin bireyler için i?levsel aç?dan anlaml? olmas?n? sa?lamas? istenmektedir.
Esasen sosyal devlet anlay???n?n benimsenmesinde temel hareket noktalar?ndan birisi, bireylere e?it ve genel oy hakk?, seçme ve seçilme, dü?ünce, inanç, parti kurma ve partilere kat?lma gibi bireysel politik hak ve özgürlüklerin tan?nmas?n?n siyasal demokrasiyi tam anlam?yla gerçekle?tirmek için yeterli olmad??? ?eklindeki dü?üncelerdir. Duman bu hususu ?öyle belirtmektedir: “Bir ülkede demokratik düzeninin gerçek anlam?yla hâkim olmas? için, siyasal temsil, sosyal ve ekonomik olgu ve gerçekleri yans?tmal?d?r. E?er, tüm toplumsal s?n?f, katman ve kümelerin siyasal temsilin olu?mas?na etkin biçimde kat?l?m? sa?lanmazsa, devlet bu kesime yönelmez, görevler üstlenmez, görevlerini yerine getirmez.” (Duman, 1997, 23) Bu ise, aç?kça demokrasinin ruhuna ayk?r?d?r. Göze de demokrasinin, bir siyasal kavram?, bir yönetim biçimini belirtmekle birlikte, daha genel olarak “insanlar aras?ndaki tüm ili?kilerde uygulanmas? gerekli bir temel ilke” oldu?unu ifade etmektedir (Göze, 1995, 18). Konuya bu ?ekilde yakla??ld???nda sosyal demokrasinin hayati bir önem ta??d??? söylenebilir.
Sosyal devlet, bu do?rultuda, demokratik uygulama ve ilkeleri yaln?z siyasal alanda de?il sosyal ve ekonomik alanda da geçerli k?lma çabas?ndad?r. Sosyal ve ekonomik demokrasi; halk?n halk taraf?ndan halk için yönetiminin sosyal ve ekonomik alana da uygulanmas?n? sa?layarak, ki?ilerin hem üretici hem de tüketici olarak ekonomik alanda karar alma sürecine kat?lmalar?n? gerçekle?tirecektir. Di?er bir ifadeyle, sosyal devlet anlay???nda, bir yandan siyasal demokrasi vas?tas?yla bireylerin siyasal hak ve özgürlüklerini korumak, di?er taraftan da bireylere ekonomik ve sosyal haklar sa?lamak vas?tas?yla siyasal demokrasiyi tam olarak i?letmek amaçlanmaktad?r.
5- SOS DEVLETTE HAK VE ÖZGÜRLÜK ANLAYI?I
Sosyal devlet, liberal felsefeye ba?l? devletin hak, özgürlük ve e?itlik anlay???n? korur. Ancak, temel hak ve özgürlüklerin sosyal ekonomik haklar ve özgürlüklerle tamamlanmas?na çal???r. Sosyal devlet anlay???nda hukuki ve siyasal e?itlik kural?n?n da f?rsat e?itli?i ilkesi ile gerçek hayata geçirilebilece?i dü?üncesi kabul görmektedir. Sosyal haklar, devletin bireylere sosyal alanda tan?d??? haklar? ifade etmektedir. Göze, modern anayasalarda yer verilen sosyal haklardan yola ç?karak sosyal haklar? üç ba?l?k alt?nda toplamaktad?r (Göze, 1995, s. 103-107):
1. Beden ve ruh sa?l??? içinde ya?ama hakk?: Herkesin beden ve ruh sa?l??? içinde ya?ama hakk? vard?r. Devlet, vatanda?lar?n?n beden ve ruh sa?l??? içinde insanca ya?amas?n? sa?lamakla yükümlüdür. Bu kapsamda devlet; anay?, çocuklar?, gençleri, ya?l?lar?, sakatlar?, çal??amayacak durumda olanlar? korumakla yükümlüdür. Herkesin sa?l?kl? meskenlerde bar?nma hakk? vard?r. Herkesin yoksulluk ve gelecek korkusundan kurtulma, dolay?s?yla devletin sosyal güvenli?i sa?lama görevi vard?r. Devlet ki?inin bugününü, yar?n?n?, güven alt?na alacak, mesleki, fizyolojik ve sosyo-ekonomik riskten ötürü kazanc? sürekli ya da geçici olarak kesilen kimselerin geçimini sa?layacak sistemler olu?turacakt?r.
2. Ki?inin fikri geli?mesiyle ilgili sosyal haklar: Herkesin e?itim ve ö?retim görme yani fikri ve manevi de?erlerini geli?tirme hakk? vard?r.
3. Çal??ma hayat?na ili?kin sosyal haklar: Herkesin çal??ma hakk?, çal??ma özgürlü?ü ve çal??ma ödevi vard?r. Sosyal devlette çal??ma hakk?, yard?m alma hakk?n?n uzant?s? olmaktan ç?km?? ve çal??anlar?n sahip oldu?u haklardan biri olmu?tur. Çal??ma herkesin hakk?d?r, çünkü çal??ma herkesin ödevidir. Ki?inin çal??ma ödevi vard?r, çünkü devletin yurtta?lar?n çal??mas?na ihtiyac? vard?r; çal??ma hakk? vard?r, çünkü ki?i ancak çal??arak gerçek güvenli?e kavu?ur ve maddi-manevi geli?mesini gerçekle?tirir. Ki?inin yararl? ve verimli bir i?te çal??ma hakk?, onun güvenli?ini sa?lar ve onu gelecek endi?elerinden kurtar?r. ?nsan?n onurunu korur ve onu ya?ayabilmek için ba?kalar?n?n yard?m ve sadakas?n? beklemekten kurtar?r. Ancak çal??ma hakk? tan?nmas? çal??an? yoksulluktan kurtarmak için yeterli olmayacak, bunun yan?nda çal??ma hayat?na ili?kin çe?itli düzenlemeler yap?lmas? da gerekecektir. Çal??ma hayat?na ili?kin bu düzenlemeler ise esas olarak çal??ma ya??, yap?lan i?e uygun adaletli bir ücret elde edilmesi, ki?ilerin ya??na, cinsiyetine, gücüne uymayan i?lerde çal???lmas?na izin verilmemesi, dinlenme, ücretli hafta ve y?ll?k izin hakk?, çal??ma saatlerinin belirlenmesi gibi düzenlenmeleri kapsamaktad?r.
6-TÜRK?YE CUMHUR?YET? DEVLET?’N?N SOSYAL DEVLET KAVRAMINDAK? YER?
Sosyal devlet kavram? ve içeri?i ile detayl? bilgilerden sonra; sosyal devlet olgusunun ç?k?? noktas? olan Avrupa’da hangi oranda gerçekle?ti?ine bak?p akabinde de ülkemizde ne oranda gerçekle?ti?ini görmek daha faydal? olacakt?r.
Sosyal devletin öncelikle hedefledi?i toplumsal hedefler; belirli bir sosyal güvenlik düzeyi, sa?l?k ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma, belirli bir ya?a kadar e?itim olana??, asgari bir gelir düzeyi ve konut yard?mlar?d?r. Özetle, refah devletinin geli?mi? amaçlar? aç?s?ndan da belirli ve önemli ba?ar?lar elde etti?ini kabul etmek daha do?ru görünmektedir. Bu amaçlar? ve ba?ar?lanlar? dört grupta ?öyle toplayabiliriz. ?lk olarak yoksullu?un tümüyle ortadan kald?r?lmasa da azalt?ld??? aç?kt?r. Bu aç?dan Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinin daha ba?ar?l? oldu?u da görülmektedir. E?itlik belki sonuçlarda e?itlik anlam?nda gerçekle?mi? de?ildir; ancak daha geni? bir sosyal e?itli?in gerçekle?ti?ini de kabul etmek gerekmektedir. Yaln?z ücretliler, yaln?z gelir ve güvence aç?s?ndan de?il, az?nl?klar, kad?nlar, özürlüler gibi çe?itli nedenlerle toplumsal ay?r?mc?l?kla kar??lan ve toplumdaki olanaklardan e?it bir biçimde yararlanamayan gruplar için getirilen önlemler ve e?itlik sa?lay?c? politikalarla de refah devletinin önemli bir geli?me boyutu kazand???n? görüyoruz. Yine bu politikalar?n refah devleti niteli?ini ciddiye alan ülkelerde daha geni? bir uygulamaya dönü?tü?ü aç?kt?r. Üçüncü olarak, refah devletinin insan kayna??na yapt??? yat?r?mlar aç?s?ndan belirli bir ba?ar? sa?lad???n? söylemek gerek. Gerek zorunlu e?itim, meslek e?itim ve sonra da yeniden e?itim çabas?yla, gerek sa?l?k hizmetleriyle refah devleti hem toplum bireyleri için belirli bir f?rsat e?itli?i sa?lamakta, hem insan kayna??n?n kalitesinin yükselterek i?gününün verimlili?inin artt?rmaktad?r. Bunda da önemli bir ba?ar? sa?lad??? yads?namaz. Refah devletinin, dördüncü olarak da, toplum bireyleri için ekonomik belirsizli?i azaltarak bir gelecek güvencesi yaratt??? söylenebilir. En ba?ta sosyal güvenlik sistemi olmak üzere, refah devleti asgari bir geçim standard?n? da güvence alt?na alarak daha güvenlikli bir toplum yaratmaktad?r. Diyebiliriz. Tüm bunlar dikkate al?nd???nda refah devletinin oldukça ba?ar?l? bulmak mümkündür.
Yukar?daki bölümde sosyal devletin Avrupa’da gerçekle?me boyutu özetle verilmeye çal??t?. Peki, ülkemizde sosyal devlet hangi oranda hayata yans?m??t?r? Öncelikle hak ve özgürlükler noktas?ndan olaya bakmakla ba?layal?m.
1923 y?l?nda kurulan ve 2008 y?l?na girdi?imiz ?u günlerde neredeyse bir asra yakla?an 85 y?ll?k mazisi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne yaz?k ki hak ve özgürlükler konusunda b?rak?n sosyal devlet normlar?n?; en basit ifade ile dahi s?n?fta kalm??t?r. Devlet taraf?ndan “bah?edilen”hak ve özgürlükler ne büyük utançt?r ki hep bir d?? dayatma ile verilmi?tir. Ba?ka bir ifade ile halk dü?ünülerek de?il; uluslar aras? arenada belli kazan?mlar için bu hak ve özgürlükler “mecburiyetten” halka verilmi?tir. Örne?in çok partili sisteme ihtiyac?m?z oldu?u için de?il; NATO’ya girebilmemiz için müsaade edilmi?tir. Osmanl? Devleti’nin y?k?l???n?n ard?ndan kurulan devlete, halk?n kendi kendisini idaresi anlam?na gelen “cumhuriyet”devleti denmi?tir ama ne ac?d?r ki halk?n kendi kendisini temsil etmesine f?rsat verilmemi? ve y?llarca tek parti iktidar? ile ülke ad? “cumhuriyet” dahi olsa diktatörlük ile yönetilmi?tir. Tarihin tozlu sayfalar? aras?ndan isterseniz günümüze;2008e gelelim. Günümüz ile cumhuriyetin ilk y?llar?n? k?yaslad???m?zda inkâr? mümkün olmayan bir geli?menin varl???ndan bahsedebiliriz ama yine ne yaz?k ki bu geli?meler yeterli ve istenen düzeyde de?ildir. Özellikle fikir hürriyeti ve özgürlükler noktas?nda sosyal bir devletin minimal gereksinimlerinin bile çok gerisindeyiz. Resmi ideolojinin d???ndaki her fikre ?üpheli bak?ld??? ve k?l?k-k?yafet özgürlü?ünün tek tarafl? anla??ld??? bir demokrasi anlay??? ile yolumuza devam ediyoruz. Özellikle Kürtçe’nin Avrupa Birli?i Uyum Yasalar? çerçevesinde yine bir mecburiyetten dolay? serbest b?rak?lmas? ne yaz?k ki 2000li y?llarda yine bizleri utand?ran tablolar aras?nda yer almaktad?r. Oysaki her ferdin bireysel hakk? olarak anadilini konu?ma hakk? vard?r ve bu hak bireye do?u?tan verilmi? bir hakt?r. Sosyal devlet merce?i ile hak ve özgürlükler perspektifinden ülkemize bakt???m?zda kar??m?za ç?kan tablo olmas? gerekenin çok alt?ndad?r.
Sosyal devlet ayn? zamanda bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti 1982 anayasas?nda da “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayan??ma ve adalet anlay??? içinde, insan haklar?na sayg?l?, Atatürk milliyetçili?ine ba?l?, ba?lang?çta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir”,?eklinde ifade edildi?i gibi acaba Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletimidir? Hukuk devletinde her kurumun hesap verilebilirli?i vard?r; yani milletin te?kilatla?m?? halini ifade devlet ve onun organlar? olan kurumlar ?effaf olmal? ve hesap verebilmelidir. Ülkemizde hesap verilebilirlik sadece belli kurumlarla s?n?rl?d?r. Hukuk devleti oldu?unu halk? ile 1982 y?l?nda yapt??? sözle?me gere?i taahhüt eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde, Türk Silahl? Kuvvetleri, Milli ?stihbarat Te?kilat?… gibi baz? gelenekçi kurumlar ne yaz?k ki hesap verilebilirlikten ?uan itibari ile uzakt?rlar. Oysaki hukuk devletinde tüm kurumlar halk?n emrindedir ve halka hesap vermek zorundad?rlar. Ayr?ca hukuk devletinin adli mekanizmalar? tamamen adaleti e?it da??tma fonksiyonunu ifa ederler. Yani; hukuk devletinde adalet önünde herkes e?ittir. Adli mekanizma adaleti tesis etmekle mükelleftir. Adli mekanizmalar?n, devletle ferdin kar?? kar??ya geldi?i durumlarda ferde kar?? devleti koruma gibi bir görevleri yoktur; aksine ferdi devlete kar?? savunarak korumal?d?r.Yak?n tarihimizin belki de yüzkaras? say?lacak olan ?emdinli Olay?’n? hat?rlayacak olursak adli mekanizman?n halka kar?? devleti nas?l korudu?unu çok aç?k ve net olarak görebiliriz.Adli mekanizma ?emdinli Olay?’nda devletten yana tav?r sergilemi? ve yine devleti koruma dürtüsünün önüne geçip adil olamam??t?r.
Çal??ma hayat? alan?nda da ülkemizde sosyal hayat standartlar?n?n yakaland???n? söylemek ne yaz?k ki mümkün de?ildir. Ücret da??l?m?ndaki adaletsizlik, çal??ma ?artlar?n?n iyile?tirilememi? olmas?, sosyal güvenlik ?emsiyesinin kapsama alan?n?n darl???, mesai kavram?… vb gibi sorunlar çal??ma hayat?nda sosyal devlet standartlar?n?n çok alt?nda oldu?umuzun bariz delilleridir.Örne?in be? y?ll?k a??r bir mühendislik e?itimi alan bir mühendis ayn? fabrikada çal??an ilkokul mezunu ve tek i?i ?alter indirip kald?rmak olan bir i?çiden az maa? almaktad?r(ülkemizde devlete ait ?eker fabrikalar?,il özel idareleri,TCDD…bunlara örnektir).Ayr?ca ekonomik kayg?lardan dolay? i?çilerin daha fazla ücret alma u?runa sosyal güvenlik istememeleri ve i?verenlerin de buna göz yummas? ayr? bir sorundur.Çal??ma hayat?nda sosyal devlet standartlar?n?n alt?nda oldu?umuz a?ikar bir gerçektir.
K?sacas?; devletin asli fonksiyonlar?n? tam olarak yerine getirememesi ve milli savunma, emniyet, adalet, temel sa?l?k, temel e?itim ve altyap? gibi alanlara yeterli kaynak ay?ramamas? günümüz devlet anlay???nda kar??la??lan bir di?er problem olmu?tur. Devlet asli fonksiyonlar?n? ço?u kez ihmal etmekte, kendisine siyasi ç?kar sa?layabilecek tali fonksiyonlara a??rl?k verebilmektedir. Devletin her ?eyden önce asli fonksiyonlar?n? tam olarak yerine getirmesi maliyet olarak çok pahal? olmakla birlikte, siyasi alanda iktidar partilerine prestij sa?layabilecek ve muhalefet partilerine kar?? haks?z rekabet unsuru olarak kullan?labilecek nitelikte de?ildir. Ayr?ca buralara yeterince kaynak ayr?lmas?, popülist harcama inisiyatiflerini k?s?tlay?c? bir durumu ortaya ç?karabilmektedir. Bunun bir di?er sebebi de geçmi?te yo?un olarak uygulanm?? popülist harcama politikalar? bugün imkanlar? daraltm?? ve bu asli hizmetlerin sunumunu güçle?tirmi? de olabilir. Sonuç olarak devlet asli fonksiyonlar?na yeterli harcama tahsisi yapmamakta ya da yapamamaktad?r. Harcama yap?s? devletin asli görevi olan sosyal mal üretiminden h?zla transferlere yani tahsis ve istikrar fonksiyonundan bölü?üme do?ru kaymaktad?r. Kamu sektörü a??r? büyük olmas?na ra?men sosyal mal üretimine yeterince kaynak ay?ramamakta bölü?üm amaçl? aç?k ya da gizli transferlerin a??rl??? artmakta ve kamu sektöründeki harcamalarda israf oldu?u kan?s? uyanmaktad?r. Devletin asli görevi olmayan pek çok hizmet, popülizm ad?na, maliyetlerinin ve piyasa gereklerinin çok alt?nda veya kar??l?ks?z olarak sunulmaktad?r. Ortaya ç?kan aç?klar, kamu gelirleri içerisinde borçlanman?n a??rl???n? artt?rmakta ve etkisi itibariyle yükün gelecek nesillere do?ru kayd?r?lmas?n? ortaya ç?kartmaktad?r.